Kelkit ilçesinde babasının işlettiği dükkanın karşısında bulunan dispanserdeki hekimlere özenerek doktorluk mesleğine heves eden 91 yaşındaki Hicabi Karaman, 1958 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Mezuniyetinin akabinde Trabzon’un Çaykara ilçesinde bulunan bir köye Türkiye’nin birinci resmi köy tabibi olarak atanan Karaman, 1970 yılında da Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sıhhati ve Hastalıkları şubesinden uzman olarak mezun olup doğduğu Kelkit ilçesine atanarak ilçenin birinci çocuk hekimi olma unvanını da aldı. Mesleğe adım attığı 1958 yılından bugüne 64’üncü Tıp Bayramını kutlayan Hicabi Karaman, genç tabiplere hastaların özvarlıklarını anlamaları tavsiyesinde bulundu. 

 
Türkiye’nin birinci resmi köy hekimiydim

Doktorluk mesleğine merakının çocukluk yıllarından başladığını lisana getiren Hicabi Karaman, “Doktorluğa imtihanla başladım. Doktorluğa hevesim vardı. Babamın dükkanının karşısında dispanser, hekim vardı. Hekimlere heves ede ede tıp fakültesi imtihanına girerek kazandım. Birinci tayinim Trabzon Çaykara kazasının bir köyüydü. Türkiye’nin birinci resmi köy hekimiydim. Oradan askere gittim, askerde Kırıkkale’deydim, subay olarak. Babama sordum ben 1931 doğumlu iken neden 1933 yazıldı diye. Ne olacağımız aşikâr değil oğlum dedi, azıcık kuvvetli yaşayıp büyüyesinde, kumandan tokat çektiğinde devrilmeyesin diye yaptık dedi. Uzmanlığımı Hacettepe Üniversitesi’nde yaptım. Ben Kelkit’in birinci çocuk hekimiyim. Benden evvel hekim yoktur Kelkit tarihinde. Kelkit’te 8 sene sıhhat merkezinde çalıştım. Şu an mevcut bulunan hastaneyi kurdum. Sıhhat merkezini Kelkit Hastanesi yaptım. Burada çalıştıktan sonra 2000 yılından sonra muayenehane açtım” diye konuştu. 

 
Teşhisler üzerine beni çabucak başasistan yaptı

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yaşadığı bir anıyı anlatan Hicabi Karaman, “Hacettepe Üniversitesi’nde birinci asistanlığımı tamamlamadan, bir gece Hacettepe Üniversitesi’nin doçenti Fikriye Sarıkaya’nın genç öğrencilere bir şeyler anlattığını gördüm. Gece 12’de bir çocukla uğraşıyordu teşhis için. Baktım ki kuduz üzerinde duruyor. Düşündüm, düşündüm. Ben 1 konutta 7 tifoyu birden gördüm. Dedim hocam salmonella, tifo servisi boş himayenizde bir de orada denetim edelim dedim. Ben yılların Hacettepe deneyimlisi asistan nasıl bu türlü bir şey diyebilir dedi. Bunun üzerine Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsüne, Tıp Fakültesi’ne, bizim servise ve öbür bir yere kan örneği göndermiş tam teşhisin koyulması için, acil notuyla. 1 saat sonra hepsinden karşılık geldi tifo diye. Sonraki gün bana Hicabi Hicabi diye bağırdı. Buyrun hocam dedim. Dediğin üzere çıktı dedi. Hacettepe’nin kuruluşundan bu yana 18’inci baş asistan oldum.  Birinci derecem bitmeden bu teşhisler üzerine çabucak başasistan yaptı” diye konuştu. 
 
Ben hiçbir hastamla arbede etmedim, azarlanmadım

91 yaşındaki çocuk tabibi Hicabi Karaman, artık yaşlandığını ve hasta kabul etmediğini yalnızca yol gösterdiğini belirterek, “Kelkit’te çocuklarını hala bana getirenler var. Mecbur kalırsam bakıyorum. Yoksa hasta kabul etmiyorum artık. Lakin artık yol gösteriyorum. Eksik teşhis varsa, insanlara deneyimimle yol gösteriyorum. Genç meslektaşlarıma, hakikat ve dürüst çalışmalarını söylüyorum. Hastaların özvarlıklarını anlamaya çalışsınlar. Hastaya prestij göstersinler. Ben hiçbir hastamla arbede etmedim, azarlanmadım. 14 Mart Tıp Bayramınız kutlu olsun” sözlerini kullandı. 
 
Bu türlü mübarek insanlara bizim topraklarımızın muhtaçlığı var

İlçe sakinlerinden Taşkın Hirik ise Hicabi Karaman’ın Kelkit’in yetiştirdiği tıp alanındaki en eski isim olduğunu belirterek, “Kelkit’te elinin dokunmadığı insan yoktur. Allah uzun ömürler versin. O bizim çocukluğumuzda bize bakıyordu, bizim çocuklarımıza bakıyordu. Okuyup öğrendiklerini memleketinde insanlara yararlı maksatlar için kullanmış bu türlü mübarek insanlara bizim topraklarımızın gereksinimi var. 14 Mart Tıp Bayramında Hicabi Karaman üzere yıllarını tıbba vermiş bütün hekimlerimizin tıp bayramlarını canı gönülden kutluyoruz. Allah onların yokluğunu bize göstermesin” dedi. 
 
Onu anlatmak için roman yazsam sığdıramam

İlçede uzun yıllardır esnaflık yapan 72 yaşındaki Nihat Cebeci de “1965 yılından beri kendisini tanırım. İlçemizin birinci efsane insanlarındandır. Kelkit’in hastanesinin kurucularındandır. Dokunmadığı insan, koşmadığı insan kalmamıştır. Onu anlatmak için roman yazsam sığdıramam. Girip çıkmadığı mesken, bakmadığı hasta, çocuk yoktu. Büyük bir kıymetimizdir. Hala de görüşüyoruz. İyi bir dost, doktordur” diye konuştu.

Haber7