Emsey Hastanesi’nden Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Nükhet Özsoy, 12 Mart Dünya Glokom Günü nedeniyle açıklamalarda bulundu. Glokomun yeni doğmuş bebekten ileri yaşlardaki bireylere kadar her yaş kümesinde yaşanabilecek bir durum olduğunu belirten Dr. Özsoy, “Göz içi basıncı görme hududunda yavaş ve ilerleyici bir zedelenme yaptığından ötürü glokom çoklukla ağrısız ve belirti vermeden gelişen bir hastalıktır” diye konuştu.

BULANIK GÖRME, BAŞ AĞRISI GÖRÜLÜYOR

Hastalığın sebeplerine bağlı farklı tipleri olduğunu ve görülme sıklıklarının yaş ile ilgili olduğunu söyleyen Dr. Özsoy, genelde hastanın sıkıntı fark ettiği ve tedavisi konusunda geç kalınmış durumdayken hastanın doktora geldiğini lisana getirdi. En yaygın görülen glokom tipinin açık açılı glokom olduğunu belirten Dr. Özsoy, glokomun göz içi basıncının yavaş yükselmesi sebebiyle başlangıç evresinde belirti göstermediğini ve görme kaybı yavaş geliştiğinden geç fark edildiğini belirtti. Hastaların yüzde 10’u ortasında görülen dar açılı glokom tipinde ise göz tansiyonun çok süratli yükseldiğini aktaran Dr. Özsoy, “Hastalar bulanık görme, şiddetli göz ağrısı, baş ağrısı, ışığın etrafında gökkuşağı hareleri, mide bulantısı ve kusma üzere şikâyetler yaşayabiliyor” sözlerini kullandı.

GENETİK FAKTÖRLER TESİRLİ

Yaş, ailede glokom kıssası, miyopi yahut hipermetropi, geçirilmiş göz travması, kornea (gözün camsı tabakası) kalınlığının ince olması, diyabet, migren, sirkülasyon sorunları olan bireylerde bu faktörler kıymetlendirilerek tedavinin planlanması gerektiğini vurgulayan Dr. Özsoy, bu hastaların ileride glokom geliştirme risklerinin olağandan yüksek olduğunu ve optik hududunda gelişebilecek hasarın erken saptanabilmesi için sistemli muayene gerekli olduğunun altını çizdi. Glokomun daha az görülen tipinde, göz içi basıncı ani olarak yüksek bedellere çıkarak göz etrafında ağrı, beğenilen kızarıklık, bulanık görme, bulantı, kusma ve ışıkların etrafında harelerin görülmesi üzere belirtilerle kendini aşikâr edebildiğini söyleyen Dr. Özsoy, hastalığın çok ileri evrelerinde ise görme alanındaki ileri derecede daralma ve son evresinde bir gözün ışığı bile seçemediği anlaşıldığı durumlar son evrede ortaya çıkan ve kaybın artık tedavisinin mümkün olamadığı evre olduğunu tabir etti

İLAÇ TEDAVİSİ UYGULANABİLMEKTEDİR

Nizamlı olarak göz muayenesi olmanın glokomu teşhis etmede en iyi yol olduğunu söyleyen Dr. Nükhet Özsoy, muayenede kesinlikle yapılması gereken testler hakkında bilgi verdi: “Tonometri testi; göz içi basıncını ölçülmesidir. Oftalmoskopi; gözün içi ile bilhassa art kısmını ve optik sonları muayene etmekte kullanılan bir yoludur. Perimetri testi; görme alanı testi de denir. Bu test sayesinde hastanın görme alanının haritası çıkarılır. Gonioskopi; iris ile korneanın buluştuğu bölgenin görülmesini sağlayan bir metodudur. İçinde muhakkak açılarla yerleşmiş aynalar ve mercekler bulunduran bir aletle yapılır.” Bu testlerin herkes için gerekli olmadığını söyleyen Dr. Özsoy, kimi durumlarda glokomun göz damlalarıyla denetim edilebildiğini ve ilaç tedavisiyle muvaffakiyet sağlanabildiğini lisana getirdi.

Haber7